Amasya (Amasia)-2

1748

Amasya Arkeoloji Müzesini gezerken Tarım Aletleri bölümünde Düven’le karşılaşınca anılar sırtımdaki heybede yerlerini aldı ve benim de onları boşaltmaktan başka çarem kalmadı.

Anadolu’nun birçok şehrinde geçirdiğim çocukluğum sanırım hayatın bana bahşettiği en büyük şanslardan biri.

Buğdayların sararmasını beklerdik sabırsızlıkla ve rüzgarla nasıl güzel dans ederlerdi, bakmaya doyamazdık. Ekinler toplandığında ve Düven’e binme zamanı geldiğinde sevinçten havalara uçtuğumu bugün gibi hatırlıyorum. Öküzler harman alanında döndükçe mutluluktan kahkahalarımız gökyüzüne ulaşırdı.

Ancak fazla mutluluğun birde mutsuzluk gibi ikizi de olabiliyor maalesef. O yıl biz köyümüze fındık toplama zamanından önce gittik. Karadeniz’de pek buğday olmaz, azdır, mısır ekerler genelde.

Arkadaşlar “haydi harman yerine” diye bağırdıklarında sevinçle koştum ve gözlerime inanamadım. Çok küçük bir alan ve iki kadın Düven’i çekiyor. Bir çocuk biniyor, bir dönüşten sonra diğer çocuk biniyor. Bana sıra geldiğinde; “Ben binmem öküzler nerede, neden siz çekiyorsunuz?” diye bağırdığımı hatırlıyorum. Onların  “Öküz biziz” cevabı benim kalbimin bir köşesinde ara ara kabuk bağlasa da hiç kapanmayan yarayı hep kanattı.

Bugün buradan baktığımda; öküzler için de kalbimde bir yara açılıyor, faytonları çeken zavallı atlar için de… Ve acı çektirilen, kesilen tüm canlılar için…

Arkeoloji Müzesi

Amasya Arkeoloji Müzesi 1925 yılında kurulmuş ve 1980 yılında şimdiki modern binasına taşınmış. Müzede Kalkolitik Çağ, Tunç Çağı, Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait 12 ayrı medeniyetin eserlerini bir arada görmek mümkün.

Geç Neolitik Çağ (M.Ö. 7000- 6500)

Bu dönemde insanların yerleşik hayata geçmesi, tahıl üretimine başlanması, hayvanların evcilleştirilmesi, silah üretiminde küçük av hayvanlarını avlamaya yönelik silahların üretilmesi ve kilden kap kacak yapma teknolojisinin geliştirilmesi gibi değişimler, insanlığın hayatında bir devrim ve dönüm noktası olmuştur. Buna Neolitik Devrim adı verilmektedir.

Kalkolitik Çağ (M.Ö.5500-3200)

Bakırtaş Çağı olarak da bilinen Kalkolitik Çağın özelliği insanların kullandıkları aletlerin yapımında taşın yanı sıra bakırın da kullanılmaya başlamasıdır.

Oluz Höyük

MÖ. 4500 yıllarına deyin uzanan geçmişi ile Oluz Höyük,Amasya’nın Tarihöncesi, Öntarih ve Tarihi çağlarının kronolojik kurgusunu şekillendirmeye başlayan çok önemli antik bir yerleşmedir.

Oluz Höyük kazılarında çok sayıda öğütme ve ezgi taşı ele geçirilmiş.

Tunç Çağı (M.Ö.3200-1190)

M.Ö.IV.binin sonu ve III.binin başlarında Anadolu’da yaşayan insanlar bakır madenine yüzde on kalay katarak tunç alaşımı elde etmişler ve bu alaşımdan silah, kap-kacak, ve süs eşyaları yapmışlar. Erken, orta ve son tunç olmak üzere üç döneme ayrılmaktadır.

Erken Tunç Çağı:

Orta Tunç Çağı:

Son Tunç Çağı: 

Son Tunç Çağı (M.Ö.1450-1190): Başkenti Hattuşa (Boğazköy) olan Hitit İmparatorluğu dönemini kapsamaktadır. Amasya (Hakmiş), en ihtişamlı günlerini Kral III.Hattuşili ve IV.Tuthaliya zamanında yaşamıştır.

Fırtına Tanrısı Teşup Heykelciği

Bilinen bronz Hitit heykelleri arasında başka bir örneği bulunmayan nadir eserlerden biridir. Hititlerin tanrılar topluluğunun baştanrısı, Gök/Hava tanrısı olup Fırtına Tanrısı olarak da isimlendirilir. Hitit dönemi sonrasındaki uygarlıklar tarafından bu tanrıya ait inancı ortadan kaldırmak için gövdesinin alt yarısının tahrip edildiği düşünülmektedir.

Demir Çağı (M.Ö.1190 – 490)

M.Ö. 9.yüzyılın sonlarında Anadolu’da tüm silahlar ve aletlerin büyük çoğunluğu demirden yapılmaya başlanmış. Demir madeninin yaygınlaşması bu çağa adını vermiş.

İskit Bulguları

M.Ö.8.yüzyılın sonlarından itibaren Avrasyalı atlı savaşçı kavimler olan Kimmer ve İskitler, Karadenizin kuzeyine doğru yayılmaya başlamıştır.  Amasya’da İskitler’e ait bulgular Gümüşhacıköy ilçesi İmirler Köyü’nde kurgan mezarda atıyla birlikte gömülmüş bir savaşçıya aittir.

Helenistik Çağ (M.Ö.330 – 30)

Makedonya Kralı Büyük İskender, Makedonya’dan Asya ve Afrika’ya kadar olan toprakları fethetmiştir. M.Ö.323 yılında Babil’de ölmüş ve kurmuş olduğu Dünya İmparatorluğu İskender’in generalleri arasında paylaşılmıştır. M.Ö.30 yılında Roma İmparatoru Augustus ile son bulan bu 300 yıllık zaman dilimi “Helenistik Çağ” olarak adlandırılmıştır.

Roma Dönemi (M.Ö.30 – M.S.395)

Birden fazla rolü ve kadın rollerini de üstlenebildikleri için masklar antik yunan tiyatrosunda çok önemli olmuş. Helenistik ve Roma dönemi mezarlarına ölü hediyesi olarak bırakılmışlar.

Doğu Roma (Bizans) Dönemi (M.S. 395 – 1453)

Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans İmparatorluğu), Roma İmparatorluğunun 395 yılında ikiye bölünmesiyle kurulmuş, 1453’te Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesiyle son bulmuştur.

“Bizans” sıfatının da uygunluğu hakkında ciddi itirazlar yapılır. Gerçekte Bizans İmparatorluğu diye bir devlet tarihte var olmamıştır. Gerçekte olan Konstantinopolis’te yerleşik bir Roma Devleti idi.

Beylikler Dönemi (14.yy)

Ahşap sanduka:

XIV.yy başlarında Anadolu’da irili ufaklı birçok beylik kuruluşunu tamamladı. Bu döneme “Beylikler Dönemi” adı verilmektedir.

Amasya Mumyaları

İşbuğa Nuyin ve Cumudar mumyaları Selçuklu dönemine ait. Diğer mumyalar; İlhanlıların Anadolu’daki siyasi egemenlikleri zamanında Amasya Valiliği yapmış olan İzzettin Mehmet Pervane Beye, erkek ve kız çocuklarına ve cariyelerinden birine ait.

Bakırcılık Sanatı

Türk dünyasında maden sanatının izleri oldukça eskilere gidiyor. Çin ve Arap yazılı kaynakları Orta Asya Türkleri için “demir üreten ve bunu en iyi şekilde işleyen budun”, İranlılar ise “çeliğe bürünmüş ulus” ifadesini kullanmışlar.

El Sanatları

El sanatları tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmış. Daha sonra gelişerek “geleneksel” vasfı kazanmıştır. Halı Kilim Dokumacılığı, Peştemal ve Çarşaf Dokumacılığı, Urgancılık, Semercilik, Semavercilik, Bakırcılık.

Tarım Aletleri

(Karasaban, Orak, Tırpan, Düven, Tırmık, Dirgen)

Tarım aletleri genellikle köy yaşamında, günlük hayatta kullanılan işlevsel özelliğe sahip aletlerdir. Buğday, orak ve tırpanlarla biçilip önce deste sonra yığınlar haline getirilip, kağnılarla taşınarak harman yerine götürülürdü. Burada düven yardımıyla buğday taneleri başaklardan çıkarılır ve sapları ise samana dönüştürülürdü.

Gücün Simgesi Aslanlar

Anadolu uygarlıklarında aslan, tarih öncesinden başlayarak gücün ve kudretin simgesi olarak kullanıldı. Anadolu’daki ilk örnek Urfa Göbeklitepe’deki tepe T biçimli dikili taşlardaki aslan kabartmalarıdır. Çatalhöyük ve Hacılar’da bulunmuş Neolitik Çağ heykelciklerinde de iki aslan tahtında oturan ana tanrıça Kybele’yi korur biçimde betimlenmiştir.

El Yazmaları

Peygamberler ve Padişahlar Şeceresi (Soy Ağacı)

Şecerenin ön yüzünde Hz. Adem’den itibaren insanoğlunun genel bir soy zinciri verilmiş. Kur’ân-ı Kerimde adları zikredilmeyen peygamberlere de yer verilmiş. Toplam 35 peygamber ismi zikredilmiş.  Ayrıca Türklerin Orta Asya dönemindeki hanlarının adlarına yer verilmiş.

Söz konusu şecerenin hangi tarihte, kim tarafından yazıldığı veya yazdırıldığı konusunda herhangi bir kayıt bulunmamakta. 18. yüzyıla ait olduğu düşünülüyor.

Sancaklar

İşkodra Sancağı: Bu sancakta vilayet sancağı ile birlikte II. Bayezid Camiinden getirilmiştir. İşkodra’ya gönderilen Amasya Redif taburunun sancağı.

Vilayet Sancağı: Bu Sancak 19.2.1987 tarihinde Amasya ll. Bayazıt Camiinden alınarak Müze Müdürlüğü’ne getirilmiştir. Amasya Sancağına ait bayrak / Sancak olarak bilinmekte olup kırmızı atlas kumaştan yapılmıştır.

Gümüş/Gümüşhacıköy Sancağı:  Sancak bir zamanlar Haliliye Medresesinde yaşamış ve öldüğü zamanda oraya defnedilmiş olan Garip Hafiz’a ait eşyalarla birlikte Müze müdürlüğüne nakledilmiştir.

Osmanlı Dönemi (19.-20.yy)

Kapı ve Pencere Kanatları: 

Seramikler – Gaz Lâmbaları:

Silahlar:

Amasya gezimizin 2.bölümüne Arkeoloji Müzesi anca sığdı. Özel merakı olanların dışında kimsenin okumadığını düşünsem de ilgisi olanlara ulaşabilirsem ne mutlu bana diyorum.

3.bölümde bir koşu Merzifon’a gidelim geri Amasya’ya döneriz 🙂

Detaylı bilgi için:

https://amasya.ktb.gov.tr/Eklenti/7063,rehber-tr-mailpdf.pdf?0

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz